Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Teknik Eğitim Fakültesi Yapı Tasarımı Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. İbrahim Yüksel, dünyanın yüzde 1'lik hidroelektrik enerji potansiyeline sahip Türkiye'nin, bu alandaki kaynaklarının sadece yüzde 35'ini kullanabildiğini söyledi.
Doç. Dr. Yüksel, Türkiye'de hidrolik ve hidrolojik özellikler açısından 26 ana havzada yer alan birçok akarsu ve derenin nehir tipi hidroelektrik santrallerin inşası için elverişli olduğunu belirtti.
Türkiye'nin çok geniş su kaynaklarına sahip olduğunu hatırlatan Yüksel, ''Türkiye'deki havzalarda yaptığımız çalışmalarda özellikle küçük hidroelektrik santralleri temel alıyoruz. Yani kurulu gücü 50 megavata kadar olan santralleri dikkate alıyoruz. Bir akarsuyun hidroelektrik potansiyeli brüt, teknik ve ekonomik olarak üç şekilde incelenebilir. Ekonomik potansiyel her açıdan verimli olarak kullanılabilir enerjiyi ifade eder'' diye konuştu.
-''TÜRKİYE'NİN HİDROELEKTRİK ENERJİ POTANSİYELİ DİKKATE ALINMALI-
Türkiye'nin hidroelektrik enerji potansiyelinin kullanılması için Devlet Su İşleri (DSİ) ve Elektrik İşleri Etüt İdaresinin (EİE) önemli çalışmaları olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yüksel, akademisyenlerin de bu çalışmalara destek verdiğini belirtti.
Türkiye'nin hidroelektrik enerji potansiyelinin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan SAÜ Öğretim Üyesi Yüksel, şunları söyledi:
''Dünyanın yüzde 1'lik hidroelektrik enerji potansiyeline sahip ülkemiz, kaynaklarının sadece yüzde 35'ini kullanıyor. Avrupa'da hidroelektrik enerji potansiyelinin toplamda yüzde 16'sı bizim. Bu potansiyeli nasıl değerlendiririz sorusunu sormak lazım. Bugün için brüt hidroelektrik enerji potansiyelimiz 433 milyar kilovat saattir. Bu potansiyelin 216 milyar kilovat saati teknik potansiyel, 127 milyar kilovat saati ise ekonomik potansiyeldir. Türkiye'deki ekonomik hidroelektrik enerji potansiyelinin şu an itibariyle yüzde 35'ini işletiyoruz. Yüzde 10'u ise inşa aşamasında. Yüzde 65'lik potansiyelimiz ise henüz kullanılabilir durumda değildir. Öz kaynaklarımızı kullanarak hem sürdürülebilir, hem de yenilenebilir enerji elde edebiliriz. Alternatif enerji kaynaklarıyla birlikte hidroelektrik enerji potansiyelini kullandığımızda dışa olan enerji bağımlılığımız tamamen bitecektir.''
Büyük hidroelektrik enerji santrallerinin yanında, küçük hidroelektrik santrallerin (yıllık üretimi 50 megavata kadar) de enerji üretimi açısından önemli bir potansiyel taşıdığını hatırlatan Doç. Dr. Yüksel, 150 küçük hidroelektrik santralin faaliyette bulunduğunu, 50 tanesinin inşa aşamasında olduğunu ve 500 tane daha küçük hidroelektrik santral kurulabileceğini bildirdi.
-1946'DA KURULAN HİDROELEKTRİK SANTRAL HALEN İŞLETİMDE-
Hidroelektrik santralinin çevre dostu olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yüksel, şöyle konuştu:
''Doğal gaz temiz enerjidir ama hidro enerji daha da temiz bir enerjidir. Hem geri dönüşümlü, hem de sürdürülebilir bir enerji kaynağıdır. Ülkemizde tüketilmekte olan doğal gazın çok önemli bir miktarı ithaldir. Bu hususlar dikkate alındığında doğal gaza göre hidro enerji üç kat daha ucuzdur. Hidroelektrik santrallerin ilk yatırımı pahalıdır ama uzun vadede daha karlı yatırımlardır. Hidroelektrik santraller uzun ömürlüdür. Örneğin 1946 yılında Rize İkizdere'de Macarlar tarafından yapılan İkizdere Hidroelektrik Santrali halen işletimdedir.''